Перевод: со всех языков на арабский

с арабского на все языки

hareketsiz kalmak

См. также в других словарях:

  • çakılıp kalmak — bir yerde uzun süre hareketsiz kalmak Bir arıza yapsa araba çakılıp kalacağız. Ç. Altan …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • donmak — nsz, ar 1) Sıvı, soğuğun etkisiyle katı duruma gelmek, buz tutmak 2) Yaşamını yitirmek, soğuktan ölmek Donmak üzere olan insanların tatlılığını içimde duymaya başladım. S. F. Abasıyanık 3) Çok üşümek 4) Bitki soğuktan zarar görmek, yararlanılmaz… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • çivilenmek — nsz 1) Çivi ile tutturulmak, mıhlanmak 2) e, mec. Aynı noktaya sürekli olarak bakmak Kıpırdamadan duruyordu. Başı dikti, gözleri kapıya çivilenmişti. A. Sayar 3) e, mec. Bir yerde hareketsiz kalmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • pineklemek — nsz 1) Uyuklamak, uyuklar gibi hareketsiz kalmak İki gün hemşehrilerinin kahvesinde pinekledi. Ö. Seyfettin 2) mec. Boşa zaman harcamak 3) mec. Bir yerde hiçbir iş yapmadan oturmak Senin gibi babaevinde ... pinekleyen taze dul çok! H. R. Gürpınar …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • İRTİFAK — Bir yere dayanma. * (Kap) dolma. * İhtiyaç duyma. * Arkadaşlık etme. * Tıb: İki kemiğin hareketsiz kalmak üzere mafsallanması …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • durmak — nsz, ur 1) Hareketsiz durumda olmak Motorlu su taşıtlarından biri de kanal rıhtımının tam bizim önümüze düşen bir noktasında demir atmış duruyordu. Y. K. Karaosmanoğlu 2) İşlemez olmak, çalışmamak Bileğimdeki saat durmuş. A. Gündüz 3) Bir yerde… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • ölü — sf. 1) Hayatı sona ermiş olan, artık yaşamıyor olan, diri karşıtı Bir gün gelip ölülerimizi parayla taşıtacağımızda şüphe yok. M. Ş. Esendal 2) is. Ölmüş insan, müteveffa, mevta 3) is. Hayvan leşi Bir tavuk ölüsü. 4) mec. Güçsüz Ölü kandil. 5)… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Поделиться ссылкой на выделенное

Прямая ссылка:
Нажмите правой клавишей мыши и выберите «Копировать ссылку»